ALTINA İLGİ PATLAMASI!

Politika faizinin enflasyonun altında ve negatif düzeyde tutulması, dövizin Merkez Bankası rezervlerini eksiye düşürme pahasına arka kapı satışlarıyla baskılanması, ihracatçının dövizinin yüzde 40’ına el konulması ALTINI ön plana çıkarttı. Yatırım araçlarının aylık getirisinde en yüksek kazancı külçe altının sağlaması, altına olan talebi ve altın ithalatını patlattı!
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Yatırım Araçlarının Aylık Getirisine ilişkin verileri, son birkaç aydan bu yana olduğu gibi mart ayında da en yüksek kazanç sağlayan yatırım aracının ‘külçe altın’ olduğunu gösteriyor. Külçe altın yatırımcısı mart ayında üretici fiyatları enflasyonu (Yİ-ÜFE) karşısında yüzde 3,32, Tüketici Enflasyonu (TÜFE) karşısında ise yüzde 1,45 net getiri elde etti. Borsa (BİST), dolar, euro, mevduat faizinin sağladığı aylık getiri külçe altının gerisinde kalırken, Devlet İç Borçlanma Senedine (DİBS) yatırım yapanlar ise yüzde 4,38 zarar etti.
İktidarın piyasa ekonomisinden kumanda ve kontrollü ekonomiye geçiş yönünde attığı adımlarla Merkez Bankası (MB) politika faizini düşürerek, yüzde 50,5 oranındaki enflasyon karşısında yüzde 8,5 düzeyine indirmesi, döviz kurlarının ise MB rezervlerinin eksiye düşürülmesi pahasına baskılanması, faiz ve dövizi yatırımcı açısından cazip olmaktan çıkarttı. Para ve döviz piyasalarında krizi derinleştiren, kurları ve faizi her an patlamaya hazır bombaya dönüştüren iktidar; Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında uygulanan faiz tavanını kaldırarak, bu hesaplara uygulanacak mevduat faizlerini serbest bırakmak zorunda kaldı. Bir haftada mevduat faizleri yüzde 26-36 arasına yükseldi. Faiz indirimi politikasının iflasını ilan eden bu kararın yansımaları yakında görülecek.
Dövizde ise kurları baskılayarak adeta sabitleyen iktidarın liralaşma politikası çöküşe geçti. Anlaşılan MB kararıyla ihracatçıların döviz gelirlerinin yüzde 40’ına el koyan ekonomi yönetiminin bu hamlelerine karşı işletmeler, şirketler, sanayici ve ihracatçılar, büyük tasarruf sahipleri varlıklarını iktidara ve enflasyona karşı korumak, sermayelerini güvenceye almak için altına yöneldi.
*Gerek TÜİK’in yatırım araçları gerekse Ticaret Bakanlığı’nın dış ticaret verileri altına yönelik bu eğilimdeki artışı teyit ederek somut şekilde ortaya koyuyor.
Geçen yılın ocak-mart döneminde 2,6 milyar dolar olan altın ithalatı, bu yıl 11,5 milyar dolara yükselerek yüzde 336 arttı. Altına yönelik talep ve ithalattaki artış bu şekilde devam ettiği takdirde yılsonunda altın ithalatı 50 milyar doları bulabilir. Türkiye ortalama olarak yıllık 14-16 milyar dolarlık altın ithal ediyor. Salgın sonrası normalleşmeyle 2022 yılında 23,4 milyar dolar oldu.
Geçmiş yıllardaki ithalatın tamamına, 2002’deki ithalatın yarısına yakın bir altın ithalatının bu yıl üç ayda gerçekleşmesi, iktidarın faiz-döviz politikalarına karşı korunma ve güvence olarak altına yönelmede patlama yaşandığının göstergesi. Aynı zamanda üretken olmayan bir alana milyar dolarların akıtılması, iktidarın ekonomi modelindeki iflas ve çöküşün bir başka somut kanıtı.




Yorumlar