DÜNDEN YARINA EĞİTİM SİSTEMİMİZ (5)

FULBURİGHT ANLAŞMASI
Bir basın toplantısında; “Fulbright Komisyonu diye bir komisyon var. Fulbright Komisyonu ve Anlaşması üzerine köşe yazıları yazıldı, tartışıldı. Fulbright Komisyonunun daha aktif hale getirilmesi için, ilgili ülkenin Büyükelçisi tarafından bir talep geldi mi? Böyle bir komisyon gerçkten var mı, yoksa Fulbright antlaşmasının yalan olduğu da söyleniyor. Fulbright Komisyonu bir şehir efsanesi mi, bu komisyona nasıl bakıyorsunuz? Bu soruya vereceğiniz cevapla bundan sonraki yol haritanızı anlayacağız.” Sorusuna (Eski) Milli Eğitim Bakanı Prof Dr Ziya Selçuk’un verdiği yanıt;"Bir tek soruyla yol haritamızı anlayabiliyorsanız. Şimdi bakın Ful ve Bright ne güzel isim değil mi? Koyarken düşünmüşler. Fulbright Komisyonu şehir efsanesi değil, bu ülke efsanesidir. Gerçekten bir şey yapıyorsak bunu biz yapıyoruz. Ben Ankaralı bir ülkenin evladıyım. Bunu Ankaralılar yapıyor emin olun, bunu yapmayan da biziz. Bunu Erzurumlular, İzmirliler yapıyor. Elbette bazı dışsal faktörler harekete geçmek isteyecektir. Bu dışsal faktörler bizi etkilemek isteyecektir, ben onların kendi vazifeleri ile meşgul olduklarını düşünüyorum. Bizim milli vazifemiz var, bu ülkeye borcumuz var. Bizim defterimizde böyle bir şey yazmıyor." (20 Temmuz 2018 CNN TÜRK) (Ne anladınız?) (Ya da bir şey anladınız mı?)
Peki Nedir Bu Fulbright Anlaşması?
"Eğitim politikalarını ABD belirliyor" iddiası.
1949 yılında Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri arasında imzalanan Fulbright Eğitim Anlaşmasının kuruluş amacı olarak, Türk ve Amerikan halkları arasında eğitim ve kültürel değişim yoluyla ortak bir anlayış geliştirmek olduğu belirtilse de bu komisyonun Türkiye’de eğitim politikalarını belirlemede etken olduğu bir gerçektir. Halen yürürlükte olan bu sözleşme gereği milli eğitimimizin ABD’ye teslim edildiğini, sözleşmede yer alan ABD heyetinin kabul etmediği hiçbir programın ve müfredatın bu ülkede uygulanamayacağı iddiası sürekli gündem oluşturmuştur.
İtiraf ediyorum, bir Cumhuriyet öğretmeni olarak, Köy Enstitülü öğretmenlerimizin bizi hümanist, yurtsever, anti emperyalist bir öğretmen olarak yetiştirdikten sonra, aynı idealizmle tüm zorluklara tüm olanaksızlıklara karşın, kendini bilen, duyarlı, yurtsever, öğrenciler yetiştirdiğim yirmi beş yıllık öğretmenliğim dönemimde adını dahi duymadığım Fulbright anlaşmasının ne olduğunu, bu günkü MEB Bakanı’nı dinledikten sonra, şaşkınlıkla konuyu inceleme gereği duydum. İtiraf ediyorum.
Fulbright, 1949 yılında Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye arasında imzalanan ikili anlaşmaya göre teslimiyetin belgesidir. (Yusuf Erdoğan-Konya Postası)
Türkiye Fulbright Eğitim Komisyonu Diğer bir deyişle; Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri Kültürel Mübadele Komisyonudur. Bu anlaşma Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçtikten sonra 13 Mart 1950 tarih ve 5596 sayılı kanun çerçevesinde çalışmalarına başlamıştır. Başkanlığını Amerikan Büyükelçisinin yapacağı ve dördü Amerikalı, dördü Türk üyeden oluşan, Fulbright Eğitim Komisyonu, kuruluş amaçlarından birisi ,Türk çocuklarının ilk, orta ve lisede okuyacağı derslerin müfredatını yani programını belirlemekti. Projenin mimarı; dönemin ABD Başkanı Truman’ın meşhur doktrinini “eğitim ve kültür” alanında projelendiren kişi olan senatör William Fulbright’tı.
Bir ülkenin geleceği, eğitimindeki sistem, program ve işleyişine bağlıdır.
ALİ GENÇLİ




Yorumlar