NOSTAJİ GAZETELER

Bir “Gazete Müzesi Serüveni”…
İçinde bulunduğumuz hafta (18/24 Mayıs) Müzeler Haftasıdır. Antik Yunanca’daki ”Mousaion” kelimesinden gelen müze sözcüğü, Latince’de ise İlham perilerinin yaşadığı yer anlamında kullanılan Musa sözcüğü olarak anlamını bulmuştur. Diğer bir deyişle Musa, “Bilimler Tapınağı” anlamını da taşımaktadır. Tarih boyunca doğal objelerin ya da sanat yapıtlarının bir araya getirilmesi ilk kez Paleolitik Çağ mezarlarında karşımıza çıkmaktadır. Mezopotamya’da ve Eski Mısır’da değerli eşyalar, dinsel amaçla tapınaklarda, mezarlarda sergilenmişlerdir.
O dönemlerde savaşta kazanan tarafın hükümdarları ele geçirdikleri ganimetleri saraylarda ve kahramanlık göstergeleri olarak halkın görebileceği yerlerde sergilerlerdi. İlk müze olgusunu taşıyan bu sergilemelerden, insanların çok eski çağlardan beri gösterişi ve süsü sevdiklerini göstermektedir.
Dokunulabilir Müzeler, Mobil Müzeler, Sanal Müzeler olmak üzere günümüzde dört türü bulunan müzeler, antik çağdan beri var olmuştur. Müzelerde bulunan eserler insana zevk, bilgi ve bilinç kazandırır. Müzelerin diğer bir amacı da merak uyandırmak, eğitmek, duyarlılık sağlamak ve heves aşılamaktır.
”Dünya mirasının korunduğu mekanlar” olarak adlandırılan müzeler kültürel değeri olan eserlerden oluşmuş evrensel zenginliği çeşitli araçlarla korumak, incelemek, değerlendirmek ve de toplumun estetik zevkinin yükselmesi için sergilnmek amacıyla, faaliyetlerini sürdüren kuruluşlardır. İnsanlar her zaman geçmişi merak ettiler ve geçmiş dönemlere ait eşyaları toplayarak, onlara sahip olmak istediler. Böylece ilk koleksiyonlar oluşmaya başladı. Bu koleksiyonlar zamanla müzelerin oluşmasını sağladı. Başlangıçte eskiye duyulan merakla birlikte eski eserleri toplama ve sergileme amacı taşıyan müzeler. Günümüzde ”Müzeloji” adı ile Üniversitelerde ayrı bir eğitim alanı ve bağımsız bir bilim dalı haline gelmiştir.
İstanbul Boğaz köprüsünün açılışından, Kıbrıs Barış Harekatına, Aya İlk Adımdan, 12 Eylül Darbesine kadar önemli manşetlerden oluşan, İkibine ulaşmış Nostalji Gazeteler koleksiyonum, Didim’de 3 kez, Söke’de 2 kez ve Akbük’te sergileri oluşturan gazeteler, yüzlerce meraklısı tarfından izlenmiş, TRT tarafından da haberlenmişti… https://www.youtube.com/watch?
Bu arşivimin değerlendirilmesi için İkibinli yıllardan beri yaptığım girişimler, ne yazık ki karşılık bulmadı. 100 gazetenin sergilendiği bir salon ile birlikte gerektiğinde başvurulacak arşiv bölümünden oluşturulacak Gazete Müzesi , ayrıca 1995 yılından itibaren ulusal gazetelerin, her yılın 1 Ocak/31 Aralık baskılarından örnekler ile 200’ e yakın Yıl 1, Sayı 1 ilk baskı dergi ve gazetelerden oluşuyor.
Örneklerini İngiltere’nin Newcastle ve İskoçya’nın Edinburg kentinde rastladığım gazete müzelerinin ziyaretçi sayılarının yüz binlere ulaştığını öğrenmiştim. Günümüzde bir bir kapanan gazetelerin yerini “Dijital Gazeteler” alırken, onbeş yirmi yıl sonra gazetelerin kağıt kokusu unutulacaktır. Bu bakımdan müzenin önemi gelecek yıllarda daha iyi anlaşılacaktır. Düşünsenize 30’lu, 40’lı yıllarda basılmış gazetelerden oluşan bir müze , bu gün ne kadar önemli bir boşluğu dolduracaktır. Şimdilerde o günlerden elimize geçen tek tük gazeteler ne denli değer taşıyor. Milli kütüphane arşivi ve bazı gazetelerin yıllıklardan oluşan kütüphanelerinin sınırlı izleyicisi açısından Müze kavramının dışında kaldığını düşünüyorum.
TRT’de yayınlanan röportajda da belittiğim gibi, bunca emeğin karşılığı olan bu arşivimin değerlendirilmesi için, Eskişehir, Çankaya, Beylikdüzü, Edirne, Aydın, Didim, Söke, Kuşadası, Avcıler, Selçuk Belediyelerinin çok değerli başkanları için; “kişiye özel” hazırladığım ayrıntılı dosyalarıma, olanaklarının olmadığını belirten, Beylikdüzü, Avcılar ve Eskişehir Belediyesi görevlileri dışında, diğer belediyeler yanıt vermek zahmetinde bile bulunmadılar. Sosyal Demokratlık bu olsa gerek(!?)
Müzeler Haftası Kutlu olsun.




Yorumlar